16 Aralık 2009 Çarşamba

return of the sith

Evt başlık çakma oldu ama bir başlık yazmak için de kasamadım vallaha.başlık bahane zaten maksat saçmalamak burda:D.Aklıma mario geldi bak,yaptıııımm yaptıımmm diye sınıfta bağırıldıktan sonra kayıtsız kalmak olmaz.ama ne gıcık oyundu arkadaş ya ,bitirememişimdir zaten aptal mario ya o kendinden önce giden göbeğiyle yok borudan atlayamaz yok kaplumbağaya dokunur,yok çiçek kapar koca adamı.yaw tesisatçı adamsın ne işin var acaba oralarda zana mı kaldı kurtarmak elin kızını,yetkililerde suçlu yok mu bu kızın bı babası,amcası,hemşerisi.haliye biz kıçı kırık marioyla onun tıfıl asıstanı luigiye kalınca da saç baş yoluyorduk.az makina kırmadım ya mario yüzünden,gençliğimi çaldılar yaaa:S
Oyunlardan girdik bak fifa serileri de ayrı yaraydı bende.hala o çalımı atamiyorum ya.yadigar bir playstation 1 vardı hala durur,satayım diye götürsem heralde antika diye anca alırlar ki almalılar zaten.ama ne goller gelirdi fifa 2000 de.belki gerçek dışı goller ve ütopik voleler vardı,kartonumsu grafikler ve 10-0 lı skorlar vardı ama biz öyle sevdik futbolu,zaten diğer oyunlarını da asla kıvıramadım,fifayla yapamadım.Nba varken kim bakar zaten.
Bir de ateriler vardı ki hala oynarım yazları en az günde 3 4 defa ,utanıyorum artık jeton alırken sakalımla küçük çocukların arkasına sıraya girmişken ama zevkli be kardeşim. bi street fighter olsun,bi mortal kombat ki ne fatality ler yapılmış,salon "finish him" bağırışlarıyla çınlamıştır.az para yatırmadık oraya.o salonlarında kendine has adetleri,raconları,geyikleri vardı.karşıma girme muhabbetleri,itişmeler falan.ah ah.elin yeni yetmesi ps3 le street fighter 4 oynarken ona "biz senin yaşında bunun 2 boyutlusunu oynardık genç"diyorum ama bu ateri konusundaki saçmasapan deneyim ve eskilerden olma muhabbeti hayatta hiç bir işe yaramıyor.
Çok uzattım ama bugün de böle oldu ,biraz eskiler biraz da daha da eskiler,taso muhabbeti de vardı ama o kadar da düşmeyeceğim sanırım,gelecek sefere( bu ıssız ve izbe blogu kim okuyorsa artık)görüşmek üzere..

11 Aralık 2009 Cuma

ilkler unutulmaz...

Vay be blog yazarı da olduk ya hayırlısı.bir şekilde gaza gelip ,ölü doğan bu blogu hayata döndürmemi sağlayan canere teşekkürler diyerek başlayacağım sanırım.eee ne yazcaz şimdi,havada atmıştım rahat yazarım diye ama?
how ı met your mother denen güzide dizinin 5.sezonunun 10.bölümünün üzerine oluşan fikirlerimi paylaşçam sanırım.(bir an tamlamayı bitirememekten korktum arkadaş).uğraşılmış yine bir geyik bir garip oluşum üzerine kurmuşsunuz bölümü ama uzatmayın artık.ya barney bir iddia ya atılıyorya ted bi acayip kız çıkarıyor.sıkmadı mı artık,yaptıkça adamlar izlerim ama artık bi anne bulunsun ,şu dizi sonlansın,yok sarı şemsiye yok sınıftaymış falan.olmuyor yani.çevremde nice geyiklere araç ve amaç olmuş bir dizi ama,george lucas ne demiş "phantom menice" için ;every saga has a beginning...ben de diyorum ki "also there have to be an ending"...
George dan laf açıldı bak şimdi,film çekmiyor artık zibidi ,iyice tembelleşti.japoncaya karşı olan çalışma azmim adamın film çekmeye olanınkinden daha fazla,gerçi burada gariplik bende de olabilir ya neyse.nasıl bir alfabe bu böyle,ezberler gibi oluyorum,sor ssbaha ne kadarı kalmış.bu dili öğrenen voltran da yapar,kadın üstünde suşi de yer,herşey beklenebilir ve beklenmelidir.2 haftaya sınav var bakalım geçersek 2. kura biraz daha takılacağız sensei nin peşinde.zaten diyet tüm hışmıyla sürüyor,bi de bazılarının deyimiyle "çan çin çon".zor vallaha.ama gideceksek eğer japonya'ya lazım cepte.ah bi gidebilsek uzak doğuya.japon gelin dediğimiz hadise gerçek olacak sanırım.ama o tren de geçen sabah saatleri nasıl geçebilir ya,adamların kitap okuyacak vakitleri var baya,sonra biz okumuyo oluyoruz,sefer tasımı açarım vallaha,suşimi çıkarır,gömlek cebimde bekleyen çubuklarla girişirim yemeğe.bi de geyşa eve ,evi falan da süpürür hem.işte bu ya,japonya da bekar hayatı...herkese tavsiye etmek düşer bana...
bu seferlik bu kadar ya,tabi başka sefer olur mu bilemem....